Markafoni’nin Kuruluş Hikayesi

E-ticaret dersimizin konuğu, Markafoni’nin hikayesini anlatmadan önce kurucu ortaklardan Tolga Tatari’nin hikayesine bakıyoruz. 34 yaşında olan Tolga Bey, 18 yaşından beri girişimci olduğunu söylüyor. Girişimcilik hayatına kendisinden yaşça büyük ortakları ile müzik organizasyonları yapan bir firma olan Hip Productions’ı kurarak başlamış. Depremin meydana geldiği dönemde organizasyonda yaşanan sıkıntılar nedeniyle firma uzun ömürlü olamamış, Tolga Bey de diğer girişimciler gibi bunu bir başarısızlık olarak görmüyor. Girişimci ruhu ile yoluna devam ederken o da internetin yükselişini görenlerden biri olmuş ve bir çöpçatanlık sitesi olan evlilik.org’u 20-30 m2’lik bir odada başlatmış. Ancak o dönemlerde internet kullanıcısı henüz çok yok, internete telefonla bağlanıldığı zamanlardan bahsediyoruz. Bu nedenle de çok hızlı bir ivme yaşanamamış ve shobbo.com isimli e-ticaret sitesine 40000 $’a satılmış. Akabinde başka bir girişimcilik deneyimi oluşturacak Akinon Ajansı’nı kurmuş. Yazılım ve tasarım stüdyosu olarak kurulan bu ajansla üç sene sonunda 100’den fazla müşteriye ulaşılmış ve bu müşterilerin arasında Vodafone gibi güçlü marka da yer almış. Bu yıllar henüz Facebook’un olmadığı zamanlar…

Fransa’dan alınan venteprivé örneği ile de Markafoni’nin hikayesini dinlemeye balıyoruz. Venteprivé, bizim bugün bildiğimiz adıyla özel indirim siteleri, adını ilk dönemlerdeki işleyiş şekli olan yalnızca arkadaşların daveti ile üye olunan bir alışveriş sitesi olmasından alıyor. Ticaret siteleri arasında en zor iş modelinin bu olduğunu, gözü kara olması sayesinde de bu işe girebildiğini söylüyor Tolga Bey. 5 kişilik bir ekiple 50-100 m2lik bir oda ve bir depo ile işe başlanmış. Pek çok girişimcilik hikayesinde olduğu gibi ilk etapta en büyük zorluk markaları ikna etmek etmek olmuş. O dönemde büyük bir yüzde ile erkekler internetten alışveriş yapmaktaydılar. Bu model ile kadınlar da internette alışverişe dahil edilmiş olacaktı ancak şöyle bir soru işareti vardı, o da kadınların giyim ve ayakkabı alışverişlerini denemeden nasıl yapacaklarıydı. Bu nedenle, bu modelin işlemeyeceğini düşünenlere birbiri ardına açılan siteler ve satış rakamları cevap vermiş olmuşlar.

İlk haftada 4 ürün satılmış, bir sene sonunda 1 milyon lira sınırı geçilmiş bu defa da farklı bir zorlukla karşılaşılmış, bu zorluk da diğer girişimcilik hikayelerinde karşılaştığımız bir konu: hızlı büyümeyi kontrol etmek. Bu zorluğu da yeni çalışanların ekibe katılması ile aşan Markafoni kurucularının arasına ikinci yıllarının sonunda Sina Afra’nın da katılmasıyla çalışanların sayısı da 300’ü geçmiş.

İşler bu şekilde ilerlerken yapılan hatalardan da ders alındığını belirtiyor Tolga Bey, bunların arasında da şirketin taşınma zamanı için yanlış bir dönemi seçmeleri sonucu 30000 kullanıcını kaybedilmesinden bahsediyor, bu noktada artık hata yapma şanslarının olmadığını da ekliyor.

Avustralya, Yunanistan, Ukrayna, G. Kore’de de satışlara başlamışlar ancak G. Kore’deki site 6 ayın sonunda kapanmış. Bunun nedeni olarak da ülkeler arasındaki kültürel farklılıktan bahsediliyor. G. Kore milliyetçi bir toplum, orada her şey online mecrada gerçekleşiyor ama halkın benimsemesi çok önemliymiş. Onlar için işin Avrupalı görünmesi fakat Koreli hissi vermesi gerekiyor. Çok oturmuş bir e-ticaret sistemleri var ancak yukarıda bahsedilen engellerden dolayı, Markafoni orada 6 ayda sadece 100 ürün satabilmiş. Orada yaşanan problemin yanı sıra Yunanistan’da kriz olmasına rağmen satışlar oldukça iyi gidiyormuş. Ukrayna’da da ülkeye göre farklılaşma gerçekleştirerek ödemeyi kapıda aldıkları belirtiliyor, çünkü Ukrayna’da kredi kartı kullanımı yaygın değilmiş.

Biraz da iş modeline baktığımızda, Tolga Bey Markafoni’nin kar marjı çok düşük olan bir model olduğunu belirtiyor. Satışta olan ürünler ya sezon sonu ürünler ya da geçen sezondan kalan ürünler, bu nedenle de indirimli fiyatlar üzerinden satış yapılıyor. Günlük satışlar için önceden belirlenen bazı slotlar varmış, örneğin günlük olarak beş tekstil, iki ayakkabı kampanyası sunmak gibi…  Artan satışlarla birlikte artık tedarikçinin elinde geçen senenin ürünlerinin kalmadığı noktalara gelinmiş. Her markayla çalışılmıyormuş, deposu, stoğu ve kalitesi belirli seviyeyi yakalayan markalara sitede yer veriliyor. Bazı markaların ürünleri depoya alınıyor, bazılarında ise ürünler firmanın deposunda bloklanıyor. Ödeme zamanı da markadan markaya değişebiliyormuş, satış öncesinde ve sonrasında da yapılabiliyormuş. Lojistik de diğer noktalarda olduğu gibi markaya göre değişiyormuş. Yani tedarik, ödeme, stok vs. bütün koşullar markalarla ilişkiye ve koşullara göre esneklik göstermekte. Ürünlerin satış fiyatlarını da markalar belirlemekte. Tolga Bey kendilerinin YKM ve Boyner’le aynı işi yaptıklarını belirtiyor, komisyon yok, mal üzerinden kar elde ediliyor; normal bir perakendeci hizmeti veriliyor.

Bütün bu cazip satış rakamlarına rağmen bir noktaya dikkat çekiliyor, o da 40 milyon internet kullanıcısından henüz 6-9 milyonunun internet üzerinden alışveriş yaptığı ve internetten gelen paranın perakendenin henüz %3’ü olduğu. Pazarın giderek genişleme eğiliminde olduğu da bu sonuçlardan görülmektedir. Yapılan araştırmalar ile de bir kişinin gün içinde ziyaret ettiği özel alışveriş sitelerinin ortalama sayısının 2,2 olduğu belirtiliyor. Bu sayı içerisinde Markafoni her zaman yerini korurken ikincilik de Limango ve Trendyol arasında değişmekteymiş. İki yılın sonunda gelinen noktada rekabet artmış durumda. Bugün, Markafoni’de günde 35000 paket kargoya veriliyormuş, rekor sayıları da günde 50000 paket olmuş.

Geçen zaman içerisinde iş modeli Fransa’dan alınan orijinalindeki gibi kalmamış, farklılaştırılmış da. Dünyadaki modellerde olmayan bazı yeni yaratımlarla da pazarın daha de genişlemesi için atılımlar yapılmaktaymış. Dünyada ne gibi değişiklikler yapıldığı inceleniyor, o değişikliklerden Türkiye’ye uyacak olanlar Markafoni’ye de uygulanıyormuş.

Ürünlerin hazırlanmasında 85 kişilik bir prodüksiyon ekibi çalışıyormuş, 17 tane fotoğraf stüdyosunda fotoğrafçı, asistan ve stilistlerden oluşan ekiplerle ürünler fotoğraflanıyormuş. Her gün, her ürünün 5 farklı şekilde, toplamda 2500 tane fotoğrafı çekiliyormuş.

İnternette gerçekleşen işlemler sırasında ciddi bir veri birikimi oluşuyor, bu nedenle de IT biriminin de önemi büyük, ayrıca sitede ürünlerin nasıl sergileneceğinin belirlenmesi için ayrı bir layout birimi oluşturulmuş.

Çok hızlı büyüyen bir şirket olduğu için yatırımlar yapılmış, çok yatırımcı da talepte bulunmuş. Zaman zaman şirketin farklı yüzdeleri için şirkete yatırım alınmış, bu şekilde birkaç yatırım ile büyüme sağlanmış ve en son gelinen noktada da diğer bütün irili ufaklı yatırımcılardan da hisseler toplanarak 129 ülkede faaliyet gösteren, 23 milyar dolarlık multimedya devi Naspers’a bağlı MIH – Allegro tarafından  %70’lik hisse satın alınmış. Şirketin yönetimi kurucu ekipte ve Markafoni bugün kurucu ekibin stratejileri ile yönetilmekte.

Yapılan bu yatırımlar sayesindeki maddi destek ile Polonya’ya açılmışlar. Tolga Bey, büyüme sırasında yatırımın kademeli olarak alındığını belirtiyor. Yurtdışındaki bu hamleler de Markafoni için gelecek stratejiler arasında bulunuyor.

Girişim hikayelerinde önemli bir nokta olarak şirketin belirli bir büyüme oranına sahip olduktan sonra yatırım almaları dikkat çekmekte. Bir girişimcinin, bir işi yapabileceğinin gözlerindeki ışıktan belli olacağını belirtiyor Tolga Bey. Girişimcilik için çok heves duymak gerektiğinin de altını çiziyor. 18 yaşından beri çeşitli girişimcilik denemelerinde bulunan Tolga Bey, Markafoni’nin  çatısı altında Zizigo ve Mispera e-ticaret sitelerini de açtıklarını belirtiyor.

Bu girişimcilik hikayesinde de diğerlerinde gördüğümüz birkaç ortak nokta dikkat çekmekte. Bunlardan biri, kurucu kişinin girişimci ruhu taşıyarak, günü takip etmesi ve geleceği öngörmesi. Ayrıca bununla paralel olarak başka ülkelerdeki iş modellerinin de takip edilerek, iş fırsatına dönüştürülmesi. Bu aşamada ikinci önemli nokta olarak, bu modelin Türkiye’ye göre değiştirilmesi ile modelin daha çok benimsemesi, onun yanı sıra G.Kore’de olduğu gibi pazarı tanımadan girildiği takdirde de nasıl sonuçlarla karşılaşıldığının görülmesi. Başarılı bir girişimde büyüme hızlı gerçekleşmekte ve bunun kontrolünün iyi yapılması önem kazanmaktadır. Doğru zamanda da doğru yatırımcılarla çalışılarak destek alınması da girişimcilikte dikkate alınması gereken bir unsur olarak Markafoni’de karşımıza çıkıyor. Başarılı bir girişimde, hataların da iyi değerlendirilmesi ve ders alınması gerekmektedir.

Yorum bırakın